Paranormal Olaylar

15.10.2016 10:14

Drakula

5 yıl kadar önce Drakula'nın İngiltere uyarlamalarından birinin galası yapılacaktı; fakat film makaraları ilmin başlama saatine çok az kalmasına rağmen hala sinemaya ulaşmamıştı. Sonra filmi getiren arabanın bir kaza geçirdiği öğrenildi. Drakula filminin içinde bulunduğu araba, neye çarpmıştı biliyor musunuz? "Ulusal Kan Nakli Servisi"nin ambulansına!

İnatçı Bebek

1974 yılında ABD'de Detroit'te Joseph Figlock, kaldırımda yürüyordu. Birden 14. kattan aşağı düşen bir bebek, kafasına düştü. Nasıl olduysa oldu, ikisi de birkaç sıyrıkla kurtuldular. Ama 1 yıl sonra Figlock, aynı yerden yine geçerken yine aynı anda yine aynı bebek kafasına düşünce işin suyu çıktı ve ister inanın ister inanmayın yine kurtuldular. Bebek, galiba bunu bir oyun sanmıştı (!)

Kaderdeki İkizimiz

28 Temmuz 1900'de İtalyan Kralı Umberto, sporculara ödül vermek için Roma'dan Mileno'ya giderken dinlenmek ve bir şeyler yemek amacıyla küçük bir kır lokantasının önünde arabasını durdurdu. Lokantanın sahibi, Kral'ı karşılamaya koştu ve işte o anda herkes şok geçirdi. Çünkü lokantanın sahibi, Kral Umberto'nun sanki ikiziydi. İki ikiz, birbirine ancak bu kadar benzeyebilirdi. Üstelik onun adı da Umberto'ydu. Ama bu benzerlik, hiçbir şey sayılmazdı. Çünkü daha arkası vardı. Her iki adam da aynı gün 14 Mart 1868'de aynı kasabada doğmuşlardı. Her ikisi de 22 Nisan 1868'de evlenmişlerdi ve her ikisinin de karılarının adı Margherita'ydı. Her ikisinin de birer oğlu vardı ve her iki çocuğun da adları Victorio'ydu. Kral Umberto taç giydiği gün, lokantacı Umberto da dükkanının açılışını yapmıştı. 1866'daki savaşta Kral'ın albay rütbesiyle orduya katıldığı gün, Lokantacı Umberto da askere alınmıştı. Çavuş olduğu gün ise Kral da alay komutanı olmuştu. Kral ve Umberto, dost oldular. Kral Umberto, çok etkilenerek bunun önemli bir olay olduğunu belirtti ve tekrar görüşmek istediğini lokantacı ikizine söyledi. Ertesi gün yardımcıları, Kral meclise gitmeye hazırlanırken ona kötü bir haber getirdiler. Lokantacı Umberto, silahla şakalaşan bir arkadaşının kaza kurşununa kurban giderek yaşamını yitirmişti. Kral, çok üzüldü ve lokantacının cenazesine katılacağını söyledi. Sarayın merdivenlerinden inerken üç el silah sesi duyuldu. Suikastçinin ilk kurşunu boşa gitmişti; fakat diğer ikisi, kralın kalbine isabet etti ve Kral, kader ikizinin öldüğü gün yaşamını yitirdi.

 

1999 İzmit depreminden sonra ortalıkta bir sürü esrarengiz olaylar anlatılmakta. Ne kadar doğru bu söylenenler bilinmez; ama hayret edilmeyecek türden de değil bu anlatılanlar

1. O gece bayanın birisi, doğum için eşiyle beraber bir taksiyle hastahaneye gidiyorlarmış.Taksi tam Eyüp şehitliğinden geçerken doğum sancıları tutan bayan kafasını sağa sola çevirmeye başlamış.İşte tam bu sırada bayanın gözü şehitliğe ilişmiş.Bayan gördüğü manzara karşısında dona kalmış.Bütün şehitler kabirlerinden kalkmış ellerini semaya açmış dualar ediyorlardı.

2. Aynı saatlerde Eyüp Sultan Camisinin önünde taksicilik yapan bazı kişilerin anlattıkları da insanı hayretler içerisinde bırakıyor: ''Taksinin içesinde oturmuş müşteri beklyordum. Gözüm birden caminin duvarına

Duvarları nurdan varlıkla kaplamış tutuyolardı mezarlıktakiler kalkmış hep beraber dua ediyolardı.

3. Enkazdan 4 gün sonra çıkan bir çocuğa su ikram etmişler.Çocuk:''Su ve yemeğe ihtiyacım yok .Yaşlı bi amca ban su ve yemek verdi.'' dedi.

4.  Denizden çok büyük bir ateş topu yükselmiş. Bunu bizzat gören bir arkadaşım vardı. Söylediğine göre deniz ortadan ikiye ayrıldı içinden ateş fışkırdı ve çok büyük bir aydınlıkla deniz geri kapandı. Birkaç saniye bekledikten sonra deprem başladı

5. O gece yıldızlar bir başkaydı.Çoğu insanın anlattığı - sanki elimi uzatsam yıldızları tutacak gibiydim. Hiç o kadar yıldızı bir arada yeryüzüne o kadar yakın görmemiştim hiç elektrik olmamasına rağmen her yeri fazlasıyla aydınlatıyordu.